İşgal altındaki Batı Şeria’da bulunan yerleşimci terör yuvalarının temsilcisi aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich adeta Filistin’in geri kalan bölgeleri için de soykırım çağrısında bulundu. Önceki gün yaptığı açıklamada, Hamas ile Filistin Yönetimi arasında fark yok, Araplar her yerde aynı” diyen ırkçı bakan, sözde “güvenlik alanları” altında işgal altındaki Batı Şeria’da etnik temizlik yapılmasını istedi. Smotrich’in mektubunda “Filistinli” yerine “Arap” kelimesini kullanması da dikkati çekti.
“Filistinlilerin zeytin hasadı için bile olsa bu bölgelere girişinin yasaklanması” için hükümete çağrı yaptı Nazi kafalı Siyonist Bakan Smotrich, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya hitaben yazdığı ve X sosyal medya platformundan paylaştığı mektupta, Tel Aviv yönetiminin Batı Şeria’da “kabul edilebilir düzeyde güvenlik sağlamada başarısız olduğunu” iddia etti. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz haftalarda 40 yaşında bir Filistinli kendi zeytin bahçesinde hasat yaparken Yahudi yerleşimci teröristler tarafından öldürülmüştü.
Smotrich, “(Yahudi) Toplulukları ve yollarının etrafında steril güvenlik alanları oluşturulması ve zeytin hasadı dahil olmak üzere Arapların buralara girmesinin engellenmesi” çağrısında bulundu.
Aşırı sağcı Bakan, bu tür önlemleri talep etmesindeki amacın Filistin’de terör faaliyetlerinde bulunan “Yahudi yerleşimcileri” korumak için istediği mektupta görüldü. Gerekçe olarak ise şu an Gazze’de katliamlara imza atan işgalci güce yedek asker olarak alınan İsraillileri öne sürdü ve “güvenlik duygusu sağlayacağını” ileri sürdü.
Öte yandan Times of Israel’e konuşan Smotrich’in sözcüsü, İsrailli Bakan’ın, mektubunda sık sık kullandığı “Arap” ifadesiyle “tüm Arapları değil Filistinlileri kastettiğini” savundu. Smotrich’in kendisi de Ukrayna’dan Filistin’e işgal için gelen bir Yahudi aileye mensup.
Ürdün Başbakanı Bişr el-Hasavne, Filistinlileri tehcir etme girişiminin “kırmızı çizgileri” olduğunu belirtti. Ürdün resmi ajansı PETRA’da yer alan habere göre Hasavne, Meclisteki grup başkanvekilleriyle toplantı gerçekleştirdi. İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına ilişkin Ürdün’ün tüm seçenekleri masada tuttuğunu söyleyen Hasavne, “Filistinlileri tehcir etmeye yönelik her türlü girişim veya koşul kırmızı çizgidir. Ürdün bunu bir savaş ilanı olarak değerlendirecektir.” ifadelerini kullandı. Başbakan Hasavne, İsrail’in Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü saldırıları “uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka aykırı suçlar” şeklinde nitelendirdi.
Gazze’den güvenli tahliye için havadan broşür atıp sonrasında konvoyları vuran İsrail, pazar günü sivillere “Vakit geldi” diyerek evlerini boşaltmaları için ikinci kez broşür attı. 400 bin kişinin bulunduğu bölgede sivillere her şeyi geride bırakıp evlerini tahliye etmeleri için sadece 4 saat süre tanıyan terör devleti İsrail, “Güvenli yol” mesajıyla verdiği rotada sivillerin Selahaddin Caddesi’nden güneye inmelerini istedi. Atılan broşürler sonrası Gazze’ye yoğun bombardıman yaşandı.
İsrail ordusunun attığı broşürler ‘Güvenli yol’ mesajıyla başlıyor. Gazze’den çıkmak isteyenlere ilişkin kroki ile güzergah tarifinin de yapıldığı broşürde, “İsrail ordusu sizin ve ailenizin korunması için size süre veriyor” denilerek saat 10.00 ile öğlen 14.00 arasında Selahattin Yolu’ndan ilerleyerek güney kapısındaki insani bölgeye ilerlemeleri istendi.
Broşürde, yoğun bombalamalar unutulup “Vakit geldi, İsrail devleti sizden hayatınızı korumanızı ve derhal savaş alanından evlerinizi boşaltmanızı istiyor. Bu şehirde bulunmanız sizin için gerçekten çok tehlikeli” denildi. Bu sayede Gazze’deki bütün sivil yerleşimlerin işgalci güç tarafından meşru hedef olarak görüldüğü ortaya çıkmış oldu. Savaşın ilk haftasında da Gazze’ye broşür atan İsrail ordusu, güneye göç etmelerini istemişti. Bunun üzerine güneye göç etmeye başlayan halk İsrail ordusunun saldırısına uğrayarak kurtuluş için çıktıkları yolda hayatlarını kaybetmişti.
Öte yandan yerel kaynakların aktardığına göre işgalci gücün bölgeden ayrılmak isteyen Filistinlileri de geçiş bölgelerinde tutuklamaya başladı. Daha önce işgalci gücün Gazze sahili boyunca uzanan el-Reşid otoyolunda sivilleri infaz ettiğine yönelik görüntüler ortaya çıkmıştı.
Terör devleti İsrail’in Gazze’deki yoğun bombardımanı sürerken ölü sayısı 10 bin eşiğini de geride bıraktı. Filistin Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada 7 Ekim tarihinden bu yana Gazze’de 4 bin 104’ü çocuk ve 2 bin 641’i kadın olmak üzere 10 bin 22 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Bakanlık ayrıca yaralı sayısının da 25 bin 408’e ulaştığını duyurdu.
İsrail ordusunun pazar gecesi 450 farklı noktaya yaptığı hava saldırılarında 200’ün üstünde Filistinlinin yaşamını yitirdiği açıklanırken, çok sayıda insanın da hala yıkılan evlerin enkazının altında olduğu bildirildi. Gazze’nin merkez bölgesinde 3 katlı bir binaya yapılan saldırı 45 Filistinliye mezar oldu. Filistinli sosyal medya kullanıcılarının paylaştığı iletilerde, yüzlerce cansız bedenin hastanelere getirildiği görülüyor.
Gazze’nin İsrail ordusu tarafından ikiye bölünmesiyle kuzey kısmında bombardımanlar yoğunlaşırken, güney bölgesinin ise “büyük bir toplama kampına dönüştüğü” yorumları yapılıyor. 1.5 milyon insanın yerlerinden edildiği bölgede, yoğun bombardımanlar nedeniyle kuzeyden ayrılmak isteyen Filistinlilerin sıkışıp kaldığı belirtildi. İsrail’in yeni stratejisi kapsamında kuzeyden güneye bir şekilde kaçmayı başarabilen insanların ise güneyden ayrılmasına izin verilmeyerek orada tutulacağı kaydedildi.